Puduhepa ve Kız Kardeşleri

Çocukların Sorularına Yıldızlı Cevaplar

Çocukların En Çok Sorduğu 50 Soru - Dr. Susan Bartell

Tara Kitap katkılarıyla:

1) Benimle oynar mısın?

(veya: Sıkıldım, ne yapabilirim?)

Çocuklarımın on bir, on üç ve on beş yaşında olduklarını ve hâlâ kendileriyle oynamamı istediklerini mutlulukla söyleyebilirim. Bazen bu isteklerine olumlu yanıt veriyor, bazense o an vaktim olmadığını söylüyorum. Fakat tahmin edebileceğiniz üzere sürekli kendileriyle oynamamı beklemiyorlar.

Melissa ise daha farklı bir hikâye anlatıyor: “Joey (5 yaşında) sürekli kendisiyle oynamamı istiyor. Kendi kendine hiç vakit geçiremiyor, televizyon izlemesine veya bilgisayar oyunu oynamasına izin vermediğim sürece kendisiyle oyun oynamam için ısrar ediyor. Onunla vakit geçirmeye bayılıyorum ama elektronik bir alete bel bağlamadan, özellikle de faturaları düzenlediğim veya kardeşinin yemeğini yedirdiğim sırada birazcık olsun kendi kendine vakit geçirmeyi öğrenmesini istiyorum. Ondan çok şey mi bekliyorum?”

Melissa gibi okul öncesi veya erken ilkokul dönemindeki pek çok çocuğun ebeveynleri, çocuklarının kendi kendilerine vakit geçirememesinden yakınıyor. “Benimle oynar mısın?’’ sorusuyla karşılaştıklarında, “Hayır, bu seferlik kendi kendine oynayabileceğin bir şey bul,” diye yanıt verseler mi, yoksa böyle bir yanıt bu yaştaki bir çocuk için çok mu ağır olur, diye düşünüp duruyorlar.

Doğru yanıtı şu an için bilmiyorsanız endişe etmeyin. Bu konuya kafa yoruyor olmanız, en önemli adımı attığınız anlamına geliyor. Bu soruyla ilgili kısmın sonunda ne yapmanız gerektiğini öğrenmiş olacaksınız.

 

Sorunun Altında Yatan Anlam

Çocuğunuz sürekli sizden kendisiyle oynamanızı istiyor ve hep canı sıkkın görünüyorsa size aşağıdakilerden birini veya bir- kaçını anlatmaya çalışıyordur:

Çocuğunuz sizden ilgi istiyorsa ya onunla yeterince vakit geçirmiyorsunuzdur ya da ailenizde onun fazladan ilgi istemesine sebebiyet veren bir durum vardır. Bunlardan biri söz konusu olabilir mi? Çok geç saatlere kadar mı çalışıyorsunuz? Kendi sosyal hayatınıza çok mu fazla vakit ayırıyorsunuz? Çocuğunuzla geçi- rebileceğiniz vakti telefonda veya bilgisayar başında mı harcıyorsunuz? İlginiz ve zamanınızın çoğunu alan küçük bir bebeğiniz mi var? Boşanma sürecinde misiniz veya ailenizde başka bir sıkıntı mı var? Yukarıda saydıklarımdan herhangi biri, çocuğunuzun sizinle baş başa daha fazla vakit geçirmek istemesinin nedeni olabilir (ve bunda haklıdır).

Bazen bir çocuk zorlu bir dönemden geçtiği için de fazladan ilgi isteyebilir. Bazense siz çocuğunuzla aynı anda zorlu bir dönemden geçiyor olabilirsiniz (mesela boşanma süreci gibi) ve bu da çocuğunuza ayıracak duygusal enerjinizin kalmamasına neden olabilir. Bu durumun bilincinde olmak önemlidir. Çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını karşılayacak gücünüz yoksa bir profesyonelden hem kendiniz hem de çocuğunuz için yardım isteyebilirsiniz.

Bazı çocuklar kendi başlarına yapacak bir aktivite bulmakta zorlanırlar, bu nedenle sürekli oyunu yönlendirebilme konusunda güvendikleri biriyle oynamak isterler. Küçük çocukların etrafındaki en kolay ulaşabilecekleri yetişkin kişi ebeveynleri olduğundan kendileriyle oyun oynamasını isteyecekleri (hatta tekrar tekrar isteyecekleri) kişi de haliyle ebeveynleri olur. Çalışıyorsanız, çocuğunuza bakan kişi de muhtemelen çocuğunuzla oyun oynamaya epeyce vakit ayırıyordur. Elbette bakıcıyı bu iş için tutmuşsunuzdur ve dolayısıyla çocuğunuzla oynasın istersiniz. O da görevini yerine getirir. Ancak tam zamanlı çalışan, fazla ilgili bir bakıcı, baktığı çocuğun özgürlüğünü kısıtlama eğilimi gösterebilir, zira oyun oynamak konusunda ziyadesiyle isteklidir ve evin içinde bakması gereken başka bir çocuk yoksa bu talebe asla hayır demez.

Bazı çocuklarsa nasıl oyun seçeceklerini bilirler ancak bu seçimi yapınca tek başlarına nasıl oynayacaklarını bilmezler. Belki kendilerini yeterince yaratıcı hissetmiyorlardır, belki o oyunu tek başına oynanabilecek kadar heyecan verici bulmuyorlardır, belki yalnız olmayı sevmiyorlardır belki de kolayca sıkılıyorlardır. Bazı çocukların kişilikleri tek başına oynamaya daha müsaittir. Tek başlarına saatlerce Lego oynayabilir, boyama yapabilir, yaratıcılıklarını kullanabilir, evcilik oynayabilirler. Fakat çoğu çocuk bunu yapmaz veya yapamaz. Oyun oynamaktan sadece yanlarında başka biri varsa zevk alırlar.

Peki bu sorunun altında yatan anlam, çocuğunuz sizden günde beş kez kendisiyle oynamanızı istese bile her seferinde onunla oynamanız gerektiği midir? Tabii ki hayır.

 

Verilebilecek En İyi Yanıt

Çocuğunuza tek başına oynamayı öğretmeniz, onun hayatı açısından son derece önemli bir beceriyi kazanması anlamına gelir. Yalnız oynamayı öğrenen çocuk, ‘kendini oyalama’ becerisini öğrenmiş demektir. Kitabın başka bölümlerinde de bu terimden bahsedeceğim. Bu, çocuğunuzun gelişimini anlama açısından bilinmesi önemli olan psikolojik kavramlardan biridir. Kendini oyalamayı bilen çocuklar, hoşlanmadıkları durumlarla karşılaştıklarında öfke ve hayal kırıklığı gibi duygularını bastırabilirler. Tahmin edebileceğiniz üzere bu, sadece yalnız başına oynamayı öğrenmeleri açısından değil; okul hayatında, sosyal hayatta ve hayatlarının tüm evrelerinde önemlidir. Markette kasa sırası hızlı ilerlemiyor diye öfke nöbeti geçiren bir yetişkine, çocukluğunda kendini oyalama becerileri öğretilmemiş demektir. Matematik sınavından düşük not aldı diye öğretmenine bağıran bir ergen de kendini oyalama becerilerini öğrenmemiştir. Çocuğunuza kendi ihtiyaçlarını karşılayarak öfke ve hayal kırıklığıyla başa çıkmayı öğretmeniz, ona hayati önemde bir beceriyi kazandırmanız anlamına gelir. Tek başına oyun oynamayı öğrenmesi de bunun bir parçasıdır.

Çocuğunuzu kendi kendine oynaması konusunda teşvik etmemeniz gereken iki istisnai durum vardır:

 İlk olarak, kendi davranışınızı değerlendirdiğinizde çocuğunuzla yeterince vakit geçirmediğinizi fark etmişseniz, onunla oyun oynamak için daha fazla zaman ayırmaya başlamanız gerekir.

İkinci olarak, çocuğunuz yaşanan bir değişim nedeniyle zorlu bir uyum sürecinden geçiyorsa normalden daha fazla ilgiye ihtiyaç duyabilir. Bu durumda onunla oynamaya yeterince vakit ayırıyorsanız bile, daha fazla vakit ayırmanız gerekebilir.

Bu iki istisna haricindeki bütün durumlarda bu soruya verilebilecek en iyi yanıt, çocuğunuza şunu söylemeniz olacaktır:

“Kendi kendine yapabileceğin iki şey seç.” (Seçemezse yardım edin.)

“Bunlardan birini kendi kendine yapmak üzere seç.”

“Alarm çalana dek bunu kendi kendine oynaman gerekiyor. Dilersen diğerini de seçebilirsin ama tek başına oynaman lazım.” (Alarmı on beş dakika sonrasına kurun; bunun çok uzun olabileceğini düşünüyorsanız, on dakikayla başlayın. Sonra kademeli olarak yarım saate çıkarın.)

Sonunda tek başına oyun oynadığı için çocuğunuza onu öven sözler söyleyin. Bu şekilde onunla oynamış olmasanız dahi, ilginizin üzerinde olduğunu hissedecektir. Bu yaştaki bir çocuktan (özellikle erkekse) otuz dakikadan daha uzun süreyle kendi kendine oynamasını beklemeyin. Şayet çocuğunuz otuz dakikadan daha uzun süreyle tek başına oyun oynayabiliyorsa kendinizi şanslı sayın!